MAVİ MARMARA GEMİSİ'NE İSRAİL ASKERLERİNİN DÜZENLEDİĞİ SALDIRIYI TÜM DÜNYANIN GÖRMESİNİ SAĞLAYAN GEMİDE GÖREVLİ FPA UPLİNK TEKNİSYENLERİ RECEP ÇAĞ VE MURAT YÜKSEL YAVUZ, O ANLARI STAR GAZETESİ'NE ANLATTI.
Star Gazetesi'nde Ebru Baran imzasıyla 5 Haziran 2010 tarihinde yayımlanan haber şu şekilde;
Dünyaya ölümüne yayın
Gemideki reji odasından İsrail vahşetini dünyaya yayınlayan Recep Çağ: “Arkadaşlarımız reji odasının kapısına etten duvar örmüştü. Silah sesleri ve çığlıklara kulaklarımızı tıkayarak yayın yaptık”
EBRU BARAN İSTANBUL
Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerinin düzenlediği saldırıyı tüm dünyanın görmesini sağlayan gemide görevli teknik ekip Recep Çağ ve Murat Yüksel Yavuz o anları Star’a anlattı. İHH gönüllülerinin kendilerini korumak için rejinin kapısında etten duvar ördüklerini söyleyen Recep Çağ, “O an kafamızda sadece ‘Bu saldırıyı tüm dünyaya göstermeliyiz’ düşüncesi vardı” dedi.
Mavi Marmara’da tüm dünyaya görüntü geçişi sağlamak için çalışan teknik ekipten Recep Çağ ve Murat Yüksel, yara almadan yurda dönmeyi başardı. İki kişilik dev ekipten Recep Çağ, yolculuk boyunca yaşadıkları zorlukları anlattı. İlk frekans saldırısının Güney kıbrıs açıklarında yapıldığını belirterek “Bazen frekansımız tamamen bloke ediliyor, bazen de bastırılıyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde radardan 4 zodyak botun yaklaştığı haberi geldi. Ben artık frekanslarımızın daha fazla dayanamayacağını anladım ve internetten yedek frekansa geçeceğimizi merkeze haber verdim. Hemen akabinde denizden havadan gelen İsrail askerleri gemiye inmeye başladılar. İHH gönüllüleri askerleri görünce hemen bizim reji kapısının önünde etten duvar ördüler. Çünkü gemideki herkes en önemli şeyin saldırı görüntülerini dünyaya göstermek olduğunu biliyordu.”
İSRAİL’İN GERÇEK YÜZÜ
Saldırının sürdüğü sırada çalışmalarına devam ettiklirin belirten Çağ konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz rejide sürekli çalışıyor, bir an olsun dışarı çıkmıyorduk. Sürekli silah sesleri, bağrışlar, yakarışlar duyuyorduk ama bu seslerin hepsine kulaklarımızı kapadık. Çünkü kafamızda hep şu düşünce vardı, ‘İlk defa dünya İsrail’in gerçek yüzünü canlı olarak göreceğiz.’ Kameranın yerini hemen bulacaklarını bildiğimiz için gemideki 38 güvenlik kamerasını devreye soktuk. Bu sayede hem kamera, hem frekansı devre dışı bıraktığını düşünen İsrail askerleri daha rahat davranıyorlardı.”
Sabah 7’ye kadar yayını sürdürdük
Recep Çağ gemideki son anları da şöyle anlattı: “İHH’lıların bizi daha fazla koruyamayacağını anlayınca rejiden kaçtık. Zaten dışarı çıkmasaydık, bizi reji masasında bulan askerler kesin öldürürlerdi. Rejiden çıkmadan alt güvertedeki bir kamerayı kayıtta tutmayı başardık. Sonra basın odasına sığındık. Orada bizim sabitlediğimiz kameradan yayın yaptığını gördük ve bu yayın saat 07:00’ye kadar devam etti. O zaman çanağı da iptal ettiklerini anladık.”